Start-up’tan 589 Milyon Dolarlık Exit’e: Yemeksepeti’nin Scale-up Başarı Hikayesi
- Goknil Guzey
- 15 May
- 2 dakikada okunur

Büyük Hayaller, Zor Başlangıçlar ve Yoğun Şüphecilik
2001 yılında, dünya teknoloji sektörü hâlâ dot-com krizinin etkisinden çıkmaya çalışırken, İstanbul’da bir grup üniversite öğrencisi oldukça basit görünen bir fikirle ortaya çıktı: insanların internet üzerinden yemek siparişi vermesini sağlamak.
Kuruculardan biri olan Nevzat Aydın, San Francisco’dan yeni dönmüştü ve Türkiye’de yemek siparişini dijitalleştirme hayali kuruyordu — oysa o dönemde birçok restoranın hâlâ e-posta adresi bile yoktu. Sadece 26 restoranla başlayan küçük bir internet sitesi, kısa sürede Türkiye’nin en ikonik teknoloji girişimi haline geldi: Yemeksepeti.
Bugün, bu hikâye artık bir efsane. Start-up ile scale-up arasındaki geçişin canlı bir örneği. İçinde yenilik, direnç, hızlı büyüme, rekor kıran bir satış ve unutulmaz bir teşekkür barındırıyor.
Start-up Aşaması: Bilinmeyen Bir Yolda İnşa Etmek
2000’li yılların başında Türkiye’de internet kullanımı düşüktü. Pek çok restoran, insanların internetten yemek siparişi vereceğine inanmıyordu. Kredi kartı kullanımı yaygın değildi. Ama Yemeksepeti inatla gelişmeye devam etti:
Restoranları kapı kapı dolaşarak iş ortakları edindiler.
Müşteri hizmetleri ve operasyonel güvenilirlik sayesinde güven inşa ettiler.
İlk 8 yıl kâr etmeden çalıştılar — ama ürün-pazar uyumu ve tüketici davranışına odaklandılar.
O dönemde Yemeksepeti, klasik bir start-up örneğiydi: düşük gelir, sınırlı kaynak, yüksek belirsizlik ve sürekli deneme-yanılma döngüsü.
Scale-up Aşaması: Büyüme, Yatırım ve Global Exit
2010’lu yılların başına gelindiğinde manzara değişti. Akıllı telefon kullanımı arttı, mobil internet yaygınlaştı, çevrimiçi yemek siparişi bir alışkanlığa dönüştü.
Yemeksepeti uluslararası yatırımcılardan fon aldı, faaliyetlerini 60’tan fazla şehre yaydı, binlerce restoranı platformuna kattı.Teknolojiye, pazarlamaya ve lojistiğe yatırım yaptı — ve pazar liderliğini sağlamlaştırdı.
2015 yılında Yemeksepeti, Delivery Hero tarafından 589 milyon dolara satın alındı. Bu, o dönem için bölgenin en büyük teknoloji satın almalarından biri oldu.
Bu sadece bir scale-up değil, aynı zamanda Türk girişimcilik tarihi için bir dönüm noktasıydı.
Paradan Daha Fazlası: Paylaşım Kültürü
Bu hikâyeyi gerçekten unutulmaz kılan şey, Nevzat Aydın’ın satış gelirinden 27 milyon doları çalışanlarıyla paylaşma kararı oldu.Yazılımcılardan çağrı merkezi çalışanlarına kadar, bu hayalin arkasındaki herkes ödüllendirildi.
Bu jest, yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde de start-up kültürü, bağlılık ve liderlik üzerine yapılan tartışmalarda yer buldu.
Start-up vs Scale-up: Yemeksepeti’nden Öğrendiklerimiz
Start-up’lar kaos ve şüpheyle çalışır — ama doğru vizyonla değişimin tohumlarını atar.
Scale-up’lar yapı, genişleme ve direnç gerektirir — üstelik daha karmaşık süreçlerle.
Zamanlama, pazarın olgunluğu ve ekip kültürü, ürün kadar önemlidir.
En büyük etkiniz, sadece gelirle değil, ekibinize nasıl davrandığınızla da ölçülür.
🔍 Özet Tabloda Start-up ve Scale-up Farkları
Kategori | Start-up (2001–2009) | Scale-up (2010–2015) |
Gelir | Çok düşük veya yok | Yüksek ve büyüyen |
Ekip | Küçük, çok görevli | 300+ kişi, farklı şehirlerde |
Pazar Güveni | Düşük benimsenme, yüksek direnç | Yüksek güven, ulusal hakimiyet |
İş Modeli | Henüz şekilleniyor | Kanıtlanmış ve tekrarlanabilir |
Zihniyet | Hayatta kalma, deneme-yanılma | Büyüme, liderlik, verimlilik |
🎯 Sonuç: “Unicorn” Olmadan Önceki Gerçek Başarı
Yemeksepeti yalnızca bir iş modeli değil, bir kültürel dönüşümün simgesi oldu.Nevzat Aydın’ın yolculuğu, bir işin start-up mı scale-up mı olduğunu bilmenin doğru kararlar almak için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
İster ilk prototipinizi hazırlıyor olun, ister işinizi küresel çapta büyütmeye hazır olun — bu tür hikâyeler size pusula olabilir.
Adanova olarak, her büyüme aşamasında işletmelere vizyonlarını netleştirmeleri, yapısını sağlamlaştırmaları ve stratejik şekilde büyümeleri için destek veriyoruz.




Yorumlar